-
1 falan
falan der und der, die und die, das und das; ein(e) gewisse(r); Herr, Frau so und so; und so weiter;falan yerde f (in) Dingsda;15 mark falan so um die 15 Mark, etwa 15 Mark
См. также в других словарях:
falan filan — is. Önem verilmeyen, hafifsenen kimse, şey, filan falan, falan festekiz, falan feşmekân Ona kâğıt, kalem falan filan lazım … Çağatay Osmanlı Sözlük
falanca — sf. 1) Falan Falanca yerde, falanca gün. 2) zm. Falan kimse Falanca geldi … Çağatay Osmanlı Sözlük
fıstık — is., ğı, bit. b., Ar. fustuḳ 1) Antep fıstığı, çam fıstığı veya yer fıstığı denilen yemişlerin genel adı 2) sf., mec. Tombul, kısa boylu, tıknaz (kimse) Anamızın büyük babalarından biri kısa boylu, şişman, eli ayağı ufak bir adam olmalıdır ki ona … Çağatay Osmanlı Sözlük